20 Ocak 2011 Perşembe

SUSA KALDIM



Zaten uzun zamandır birbirimizle yeteri kadar ilgilenemiyorduk.

Beni aradı.

Konuşmamız gerek dedi.

Gittim.

Aralık güneşinin sırtımı ısıttığı terasta, kahvelerimizi yudumlamaya başladık.

Klişe soruları geçtik.

“Nasılsın” falan filan.

Yüzü gergin, dudağında çarpık bir tebessüm.

Anlam veremedim.

Merak içinde bekledim.

Aklımdan tek geçen ne söylemeye çalıştığı idi.

Elimi tuttu.

Gözlerime baktı ve fısıldadı.

“Ben evleniyorum.”

Zaman durdu.

Elimi geri çekmek istedim yapamadım.

Ne hissettiğimi anlamak için soru sorn gözlerle yüzüme bakıyordu.

Konuşmaya çalıştım, yapamadım.

Sessizlik gittikçe uzadı.

Sustum.

Susa kaldım.


Sessizliği bozup, planlarından bahsetmeye başladı.

Duyuyor ama anlamıyordum.

Bakıyor ama görmüyordum.

Kulaklarımda bir şarkı çalınmaya başladı.

“Arkadaş”, Melike Demirağ.

Tam on sene.

İyi günde, götü günde.

Ameliyathane kapısının önünde..

Bir cenazenin akan gözyaşı selinde..

Kahkahalarla geçen sevgililer günü..

Yapılan seyahatler..

Çiçek pasajında söylenen nihaventler..

Şiir okuyup, şarap içilen geceler...

Hafızamda yer alan anılar arka arkaya sıraya diziliyordu.

Zayıflıklarımızı, hırçın yanlarımızı, hüzünlerimizi ilişkimiz boyunca nasıl eritip, olgunluğa eriştiğimizi hatırladım.

Birbirimizi hiç kırmadık.

Hiç kırılmadık.

“Bir şey söyle” dedi.

Gözlerine baktım.

“Bana ne olacak?” dedim.

Artık hayatının başrol oyuncularından değilim.

Sadece emektar bir figüran.

Artık dayanacağın omuz onunki.

Müjdelerini vereceğin ilk kişi o.

Ben artık yokum.

Ne mi söyleyeyim?

O hep gidecek sandım.

O kadar bencildim ki onu hep yok saydım.

Seni hep kendimin sandım.

Arabaya bindim.

Eve gelinceye kadar ağladım.

Bencilliğimi kabul edip biraz da utanç içinde.

Sevgimin beni nasıl kör ettiğini kabul edercesine.

Biraz hüzün, biraz neşe, biraz kederle



Eşim kapıyı açtı.

“Kaza mı yaptın? Ne oldu?”

Başımı olumsuzca iki yana salladım ve haykırdım.

“En iyi kız arkadaşım evleniyor” dedim.



Evet sevgili dostum,

Seni kaybedecek olmanın telaşına kapıldım.

Mutluluğunu gölgede bıraktım.

Sadece bayram, seyran, yılbaşında aranan biri olacağım düşüncesinin dehşetine kapıldım.

Sensizlik düşüncesi ile yıkıldım.

Ama atlatırım.



Kısacası arkadaşım ;

Bu yazı bana kapak, sana düğün hediyesi olsun.

Hiç yorum yok: